-
1 обжигаться
несов.; сов. - обже́чься1) ( bir yanı) yanmakобже́чься ча́ем — çaydan ağzı yanmak
не тро́гай, обожжёшься! — dokunma, elin yanar!
2) перен., разг. ağzı yanmak••обжёгшись на молоке́, бу́дешь дуть и на́ воду — посл. sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer
-
2 обгорать
-
3 опалять
несов.; сов. - опали́тьему́ опали́ло со́лнцем лицо́ — güneşten yüzü yandı
опалённая войно́й земля́ — savaşın kasıp kavurduğu topraklar
См. также в других словарях:
yanmak — nsz, ar 1) Birleşiminde karbon bulunan maddeler, ısı ve ışık yayarak kül durumuna geçip yok olmak Yanan ormanların yerine yeni orman yetiştirilir... Anayasa 2) Ateş durumuna geçmek, tutuşmak Kömür yandı. Ocaktaki odun yandı. 3) Isı, ışık veren… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük